Empoze.Net
Bize empoze edilmek istenen fikirler, anlatılanlar olaylar vs gibi konuların değinildiği sayfa.
Burada empoze edilen konulara dair yazılar yer almaktadır.
İletişim dilimiz islam olabilseydi keşke
İnsanlar birbirleri ile anlaşmak konuşmak ve iletişim kurabilmek için bir dile ihtiyaç duyar. Türkiyede türkçe, almanyada almanca, fransada fransızca kullanılması gibi..
Madde olarak iletişim olarak bir dile muhtacız. Uzun zamandır hah işte gördüm dediğim ancak bir türlü kelimeye dökemediğim birşey var. Bunu anlatabilmek ve ifade edebilmek için "iletişim dili" tabirini kullanacağım. Bu tabiri kullanmamın çıkış noktası da insanların birbirleri ile iletişimde kullandıkları diller oldu. Şu an aklıma geldi unutmamak için not almak istedim.
Müslümanları geri bırakan etkenler nelerdir
Müslümanları modern hayatta öncü olmaktan alıkoyan ve geri bırakan bazı etkenler var. Görebildiğim kadarı ile burada sizinle paylaşmaya çalışacağım:
1. Suçu kendimizde değil de inancımızda ve dış etkenlerde aramak
Hangi cemaat ve tarikat hak yol? nasıl anlayabiliriz
Doğru yola ulaşmak sanıldığından da kolay değil. Hak yola giden yolda sizi yolunuzdan ayıracak bir çok tali ikinci yollarla karşılacaksınızdır. Elinizdeki mevcut bilgi ve birikim ile doğruyu bulabilmekte çok zorlanacaksınız.
Bazen yıllarınızı vereceksiniz ve sonra bir de göreceksiniz ki yanlış bir yoldasınız. Ne geriye dönebilecek ne de doğru olana geçebileceksiniz. Çünkü içinde bulundugunuz yol damarlarınıza kadar işlemiş olacak.
Kıstaslarınız neler olmalı:
1. Kuranı kerim öğrenimi ve öğretimindeki verilen çabalar
Hadis inkarcılarının tıkandığı nokta
Her zaman ısrarla vurguluyorum. Vurgulamaya devam da edeceğim. Hadis inkarcılarının mantıklarının tıkandığı ve asla cevap veremeyip eveleyip geveledikleri bir noktaya değinmek istiyorum.
Bu inkarcılar diyorlar ki biz kurana inanıyoruz ama hadisler uydurma. Kabul etmiyoruz.
Yahu behey cahil sen peygamberin getirdiğine inanıyorsun da sözlerine neden inanmıyor inkar ediyorsun. Eğer sözlerinde bir yanlış hata varsa getirdiği de yanlıştır hatalıdır. Eğer getirdiği doğru ise sözleri de doğrudur.
Peygamber okuma yazma bilmiyorsa neden Oku!
Peygamber efendimiz okuma ve yazma bilmiyordu. Yani herhangi bir metini yazı ile yazamıyor ve yazılmış bir metni okumasını bilmiyordu.
Bazı kesimler ise bunun bir çelişki olduğunu iddia etmekteler. Böyle bir şeyin olması Allah'ın emrine karşı gelmek olacağını söylemektler. Hem oku denecek ve peygamber de okuyamayacak... gibi farklı söylem ve sloganlar üretmekteler. Bu yolla da ehli sünnet velcemaat görüşü çürütülmeye çalışılmakta.
Bu yüzde yüz tescilli bir kelime oyunudur. Algıyı değiştirmeye çalışmaktalar ve zihinde vay be doğru gerçekten dedirtecek şeytanca bir tuzak kurulmaktadır..
Yüzde yüz osmanlıca siteler kurulmalı
Ülkemizde potansiyel olarak günümüz türkçesi ve osmanlıca yazı hazırlanmış siteleri takip edebilecek yüzbinlerce kitle var..
Osmanlıca yazabilecek kişi çok az olsada yazılanları okuyabilecek takip edebilecek. Arada bir girip bakabilecek yüzbinler var.
Osmanlıca karikatürler, osmanlıca sözler, isminizin osmanlıcası ve osmanlıca eğitim derken artık yerine yüzde yüz tamamen osmanlıca içerikler barındıran siteler kurulmalı..
Herhangi bir kişinin günlük ihtiyaçlarını hiç latin harfleri ile yazılmış bir siteye girmeden internet üzerinden karşılayabilecekleri ortamlar hazırlanmalı..
Fransız seni ne kadar anlatabilir ki
Düşünün bir fransıza gidip ey fransız anlat benim kültürümü bana deseniz, ne kadar anlatabilir ki? Bir ingiliz, bir alman, bir ispanyol ne kadar anlatabilir? Anadoluyu, dağları taşları ne kadar anlatabilir..
Ve anlatırken ne kadar yüreğinden hissederek anlatabilir. Bir ispanyol ispanyayı ballandıra ballandıra büyük bir aşkla anlatır öyle değil mi? Ancak kendi topraklarının bağrından çıkmış endülüsü bile anlatamaz anadoludaki bir müslüman türkün anlattığı kadar..
Yanlış bakış hatalı yargıyı doğurur
Espiri konusu haline gelen bir söz var.
"Trafik kazaların %23'ü alkollü araç kullanımdan dolayı oluyormuş"
O halde demek ki kazaların %77 sini de çay, kahve, ayran, meyve suyu içenler yapıyor demektir. Alkollü araç kullananlar değil de çay kahve içenler trafiğe çıkmamalı..
Şimdi yukarıdaki mantıksal yaklaşım çok ilginç. Bu espiri olarak dolaşsada insanlar işin perde arkasını algılayabildikleri için tiii ye alırlar ve inanmazlar..
Peki ya bir de benzer bir mantıksal yaklaşımla gerçekte bilgi sahibi olmadığımız bir konuyu değerlendirseler ne yapardık..
Bilgisayar oyunlarından toplum analizi
İnternet üzerinden oynanan bir çok oyun var. Uluslar arası yayın yapmaktalar. Ülkelere göre serverler oluşturulmakta. Ve her ülkeden katılımlar olmakta.
Bu bilgisayar oyunları ile çok iyi paralar kazanırken şirketler aynı zamanda veri toplamaktalar.
Oyunlar veri toplamaya müsait bir alt yapı ile geliştirilmekte. Toplumların bu oyun içinde uyguladıkları stratejiler, teknik ve taktikler toplanmakta. toplanan bu verilere göre toplumların analizleri çıkartılıyor olabilir.
Sapık görüşler dinden soğutuyor
Özellikle internet ve televizyon aracılığı ile bize empoze edilmek istenen görüşler kalpleri karartıyor. İmanı zayıflatıyor. Kişilerin inançlarına hasar veriyor.
Ateizm, mezhepsizlik, tasavvuf düşmanlığı içeren yazılar bizim inancımıza yapılan saldırıdır. Asla etkilerinde kalmam benim inancıma zarar vermez demeyiniz. Adım adım zehir içinize girer ve ölüme doğru sürükler.
O yüzden yoğun bir şekilde sapık görüşlerin paylaşıldığı ortamlarda bulunulmamalı. eğer sapık görüşlere maruz kalıyorsanız sizi tedavi edecek ehli sünnet ortamlarına daha cok zaman ayırmalısınız.
Arkadaş seçerken dikkatli olmak gerekir
Herkes arkadaş olamaz. Arkadaş seçimi tesadüfi bir şey değildir. Dikkatli ve hassas olmak gerekir. Arkadaş olmanın kıstası sadece iyi geçiniyor olmamalı.
Arkadaşınızı seçerken onda bir takım hasletler ve özellikler aramalısınız.
1. Ekonomik durumu nedir? Sizin ekonomik durumunuza yakın birisi mi yoksa uzak mı?
2. Dünya görüşü nedir? Sizinle aynı dünya görüşünde mi yoksa size muhalif görüşleri de barındırıyor mu?
3. Yaş aralığınız nedir? Sizinle aynı yaş grubunda mı yoksa arada yaş farkı var mı?
Mutluluğu hak etmiyor muyuz
Bize empoze edilen eziklik duygusu ve kaybedilmişlik.. Toplumun en tepesinden ailenin en kücük ferdine kadar layık görememe duygusundayız..
Mutlu olmayı hak etmiyor gibiyiz. Kendimizi mutlu etmekten cok uzaklardayız. Mutlu oldugumuzda o mutluluğu kendimize zehir etmekte çok yetenekliyiz.
Nasıl mutlu ederizden cok nasıl mutsuz ederiz modundayız..
Karşı tarafı mutsuz etmek en büyük mutluluğumuz olmuş durumda. Sürekli birilerini ve kendimizi mutsuz etmeliyiz ki mutlu olabilelim..
Bilmiyorum, ne öğretirsen onu bilirim!!
Bir devlet içinde eğitim sistemine tabi olan çocuklar tıpkı anne kucağında yetişen bebekler gibidir. Hiç birşey bilmez, hiçbirşeyin farkında değil.. Kuzu kuzu teslim olmuştur..
Önüne ne konursa onu öğrenir. Onu bilir. Öyle oldugunu zan eder. Önünne sen çince ders müfredatı korsan tıkır tıkır çince öğrenir. Sen bir eğitim sistemi boyunca sürekli geçmişini nasıl tanıtırsan öğre oldugunu zan eder. Kaç kişi geçmişe dönüp araştırabilir ki?
Aslında bize öğretilenler ile gerçekler oldugunca farklı olabilir. İyi araştırmak doğruya ulaşmak için mücadele etmek gerekiyor.
İçimiz millet meclisi gibi, seçim var!
Her insanın kalbi iç dünyası tıpkı TBMM gibi.. Mecliste yer alan 550 millet vekili gibi her insanı şekillendiren yönlendiren kabul görmüş düşünce ve temel inançlar var..
Ve her insanın iç dünyasındaki düşünceler meclisteki 4 parti gibi gruplara ayrılmış gibi..
Her insanın içinde sağ ve sol görüş var..
Her insanın içinde bir CHP var..
Her insanın içindee bir AKP var..
Her insanın içinde bir MHP var..
Her insanın içinde bir HDP ne yazık ki var..