İletişim dilimiz islam olabilseydi keşke

İnsanlar birbirleri ile anlaşmak konuşmak ve iletişim kurabilmek için bir dile ihtiyaç duyar. Türkiyede türkçe, almanyada almanca, fransada fransızca kullanılması gibi..

Madde olarak iletişim olarak bir dile muhtacız. Uzun zamandır hah işte gördüm dediğim ancak bir türlü kelimeye dökemediğim birşey var. Bunu anlatabilmek ve ifade edebilmek için "iletişim dili" tabirini kullanacağım. Bu tabiri kullanmamın çıkış noktası da insanların birbirleri ile iletişimde kullandıkları diller oldu. Şu an aklıma geldi unutmamak için not almak istedim.

Resmi diller kadar yörel lehceler de var iletişim dilinde. Ve bunları gayet iyi ayırt edebiliyoruz. Örneğin bir kişinin konuşmasından memleketini çıkartabiliyoruz. Doğulu batılı kuzaylı güneyli vs. nereli olduğu hop diye ortaya çıkıyor. Bir ingiliz türkçe öğrence ingiliz olduğunu algılayabiliyoruz. almanyada yaşayan bir türkün türkçesinden almanyada yaşadığını tahmin edebiliyoruz vs.

Her insanın bir sesi.. Ses tonu, teleffuzu vs. vardır.

Aynı şekilde her insanın değerleri, inançları ve dünya felfesefesi de vardır.

Bizler bir başka insanla iletişim aracı olarak dünya dillerini kullanırken asla farkında olmadığımız bir başka iletişim aracımız bir başka görülmez iletişim dilimiz var.

Kültürel birikimimiz, görgü kurallarımız, inancımız, prensiplerimiz vs.

Bizler çocuklarımızı yetiştirirken türkçesi iyi olsun diye türkçe dersi korkan müfredata, ingilizcesi iyi olsun diye ingilizceyi korkan aslında unuttuğumuz başka bir şey var.. ihmal edilen farklı bir iletişim aracını görmezlikten geliyoruz. Bunu direk "dini eğitim" olarak tarif etmek istemiyorum. O kadar önyargılıyız, o kadar öcü olarak görüyoruz ki kendi inançlarımızı "dini eğitim" dediğim an bu ekranı direk kapatıp bir daha dönmeyesiye çekip gideceksiniz bu siteden.

Bizlere varlığını söyledikleri fakat içeriğinin ne olduğunu asla öğretmedikleri bir islam var. Son yüzyıldır ısrarla baskı taarruz ve zulm altında tutulan bir islam. Sabırlı olsun anlamaya çalışın burada anlatılmak istene..

Bizim islam bilgimiz, islamı iletişim dili olarak kullanabilmemiz günlük hayatta ingilizce bilgimizin onda biri kadar bile değil..

O yüzden islam hayatımıza nüfus edebilmiş değil. En basit yalan söylemek, gıybet etmek, dedikodu yapmak, kovuculuk yapmak, hırsızlık, emanete hıyanet gibi en temel müslümanın yapmaması gereken kötü huyları barındırmayan hiç kimse yok.. Toplumda zehir gibi yayılmış bu kötü huyların tamamı bizim islamiyeti tam olarak yaşayamıyor olmamızdandır.

Nasıl ki ingilizce konuşabilmemiz için iyi bir ingilizce eğitimi almamız gerekiyorsa islamiyeti iletişim dilimizde kullanabilmemiz içinde çok iyi dini eğitim almamız gerekiyor.

Son 100 yıldır bu dini eğitim tamamen askıya alındığı için islamiyet bizlere çok uzaklarda. Bizler inandığımız gibi yaşamıyor, yaşadığımız gibi inanıyoruz.

toplum arasında iletişimde bizler" islami bir inanç sistemi"mize göre değil de "dünyevi menfaat zinciri"ne göre hareket ediyoruz. Çocukluğumuzdan itibaren de bize zaten empoze edilen şey dünyevi menfaat zincirine oldu hep.. İslamdan da kırıntılar düşsede hep dünyalık ve dünya önceliğimiz oldu. Zaten islam adına bir şey de görmedik öğrenmedik öğretilmedik. Sadece islam diye birşeyin varlığı anlatıldı..

İletişim dilimiz islam olsaydı, ashab gibi yaşabilseydik keşke.. Ama değil.. En temelden de bu iletişim şekli bize öğretilemezse nasıl yaşabiliriz ki?

sonuç olarak güven zinciri kırılıyor. Kimse kimseye güvenmiyor. Herkes birbirinin arkasından kuyu kazıyor. Herkes kötülük peşinde. Tamamen kişisel çıkarlar ön planda.. A'dan Z'ye tüm toplumun ferdi de zaten maddi çıkarları çerçevesinde hareket etmesi öğütlenerek yetiştiriliyor. Sistem böyle işliyor.

iletişim dilimiz islam değil dünyevi menfaatlerimiz oluyor.. "Şeriatın kestiği parmak acımaz" ruhu böylece yerini "parmağımıza dokunan şeriat kahrolsun"a bırakıyor..

------

aşağıdaki iki linkede göz atınız:
http://www.empoze.net/node/105
http://www.empoze.net/node/103