Empoze.Net

Bize empoze edilmek istenen fikirler, anlatılanlar olaylar vs gibi konuların değinildiği sayfa.

Burada empoze edilen konulara dair yazılar yer almaktadır.

Aynı toplumun parçasıyız farklı olamayız

Aynı havayı soluyoruz, aynı marketten alışveriş yapıp aynı pazara gidiyoruz. Aynı otobüste yolculuk yapıp aynı manzarayı seyrediyoruz..

Televizyon kumandasını elimize aldığımızda aynı kanallardaki aynı programları izleyip saatlerce aynı ekrana bakıyoruz.

İnternete girdiğimizde benzer konuları arıyoruz. Benzer sitelerde günlerce sörf yapıyoruz. Aynı sosyal medyayı kullanıyoruz.

Aynı eğitim sistemi içinde yetiştik. Aynı alfabeyi kullanıyoruz. Aynı kelimeleri aynı cümleleri kuruyoruz. Aynı ilokula aynı liseye aynı üniversitelerde okuduk..

Aynı ticaret ahlakı ile yoğrulduk..

Zehiri panzehir yapmalıyız

Çevremizde yüzlerce zehir hayatımızı mahveden olaylar dönüyor..

Yılanlar ve akreplerle içiçe yaşıyoruz..

izlediğimiz televizyon ekranları sürekli olarak zehir pompalıyor. İnternet çevremiz heryerde zehir hayatımızda..

Tıpkı mikroplarla dolu bir hayat gibi. Hijyen dolu bir hayat tertemiz bir dünyamız olması için çaba sarf etmemiz gerekiyor..

Bir taraftan da zehirleri panzehire çevirmenin yollarını aramak lazım.

Tamamen içinde bulunduğumuz hayattan kendimizi soyutlayamayız. Zahirde halk ile batında hak ile olmak zorundayız.

Güvenmeyi öğrenmemiz gerekiyor

Bugün sosyal hayatımızda yaşadığımız bir çok sıkıntının temelinde yatan problem güvenemiyor olmamızdır.

Aile yaşantısında, çocuk yetiştirmede, arkadaşlıkta, dostlukta, ekip çalışmalarında, iş hayatında bir çok alanda güven sorunu yaşamaktayız.

Anne-baba öz çocuguna güvenmiyor. Kardeş kardeşe güvenemiyor. Çalışan padronuna güvenmiyor. Patron çalışanına karşı güven sıkıntısı yaşamakta. Hoca talebesine güvenmiyor. Öğrenci öğretmenine güvenemiyor. Kadın kocası, koca ise karısına güvenemiyor. Sol görüşlüler iktidardaki sağ parti liderine güvenemiyor.

Bu onların normal hayatı

Her insan çevresi yaşadıkları gördükleri duydukları ile hayatlarını şekillendirir. Ve bir süre sonra şekillendirdikleri hayat onlar için normal biçimi haline alır. Alışkanlık haline gelir.

Manevi bir ortamda yetişen için yaşadığı hayat normal olması gerekendir. Din düşmanlığı ile dolu bir çevrede yetişen kişi için yaşadığı o hayat normal olması gereken gibidir. Ve her olayda dine küfreder.

Para mal mülk şöhret etrafında dönen bir hayatı olan kişi için normal olan odur..

Zengin için zenginlik normal. Fakir için fakirlik normaldir.

Kitaplar ideolojileri yaymak için araç

Piyasadaki yazılan tüm kitaplar o kitabı yazan yazarların ya da yazdıran kurunların ideolojilerini yaymak üzere hazırlanmış araçlardır.

Tarafsız kitap yoktur. Objektif bakan yazar yoktur. Kendi inancını kendi davasını ustaca çaktırmadan aktaranlarla ağzına yüzüne bulaştıran yazarlar vardır.

Bu gerçeğin farkına varmak gerekiyor. Örneğin osmanlı döneminde 1890 lı yıllarda hazırlanmış lugat-ı naci diye bir eser var. Muallim naci tarafından hazırlanmış. Muallim naci eserini tamamlayamadan ölmüştü.

Her kitabın bir sonucu vardır

Bir kitap yazılırken varılmak istenen sonucu vardır. İnsanlara verilmek istenen mesajı vardır. Yazar o kitapla insanlara bir düşünceyi empoze etmeye çalışır. Yük treni gibi.. Her trenin taşıdığı bir yük vardır. Ve o yükün ulaşması gereken bir kitlesi vardır.

Bazen açık açık belirtilirken bazen gizliden gizliye yapılır bu. Bazen dost görünüp farklı amaçları olur kitabın.

Yazarı tanımak, düşüncesini, ideolojisini, inanç yapısını bilmek çok şeyi değiştirir. Tanınmamış bilinmeyen yazar insanı bilinmezlere götürebilir. Süprizler çıkabilir.

Fikir ve düşünceleri de ithal ediyoruz

Ülkemizde bir çok ürün tamamen dışarıdan geliyor. Doğru düzgün elle tutulur yerli üretim yok. Şu an kullandığınız bilgisayar, ekranına baktığınız ceptelefonu internet ağı tamamen yabancı ülkelerden gelmekte.

Bindiğiniz arabalar, uçaklar, benzini dışarıdan geliyor. Biz sadece tüketici toplumu olmaktan öteye geçemiyoruz.

Elin amerikalısı sana özel windows çıkartıyor. Google senin diline özel translate çıkartıyor. IPhone android senin ülkeni sokak sokak tarıyor ve maps çıkartıyor. Herşey bir merkezde üretiliyor biz sadece kullanıyoruz.

Hazır bilgi tüketiyoruz, üretmiyoruz!

Bazı şaklabanlar ısrarla "akıl etmek", "aklını kullanmak" gibi terimlerle birşey başarmış gibi şımarık şımarık konuşuyor.

Yok sen aklını kullanamıyorsun, yok sen akılsızsın, yok sen taklitcisin, yok sen dedenin nenenin dinindesin.. Yok şöyle yok böyle..

Behey ahmak şaklaban "aklını kullanmak" terimi bile senin eline tutuşturulmuş ezbere konuşuyorsun. Bunun bile farkında değilse. Sana aklını kullanmıyorlar sen aklını kullandın bizim bu hazır bilgimizi pazarlıyorsun diyorlar da bunu bile anlayamıyorsun.

Ya da koyun keçi muhabbeti yapan neydüğü belirsizler de böyle..

Zannedildiği kadar da zeki değiller

Üretiyorlar.. Yönetmek ve hakimiyet için mücadele ediyorlar. Fakat zan edildiği kadar da zeki ve başarılı değiller.

Sadece biz tembel olduğumuz için meydan boş. İstedikleri gibi at koşturuyorlar. Kağıttan kaplanlar..

Biz ise günahkar olduğumuz için Allah bizden cok daha kötü durumda olan kavimleri başımıza musallat etti.

Sıkıntımız bu.. Manevi boşluk. Manen kendimizi toparlarsak çok şey değişecek.

Cami sayısı, açılan kuran kursları bir yanınıza batmamalı. Okunan ezanlar sizi rahatsız etmemeli. Şu kadar imam var.. Bu kadar diyanetin bütçesi var bunlar ürkütmemeli..

Siyaset ve ticarette sahip çıkma

Yaşadığımız hayatta çevremizde bazı insanlar basamakları daha hızlı tırmanır. Bunu anlamak ve çzömekte zorlanabiliriz. Perde arkasında dönen birşeyler vardır.

Bu yükselişi torpil olarak gören ya da hırsızlık çalma çırpma olarak görenler olabilir. Fakat torpil hak etmediğin yere gelmek o konumu işgal etmektir. Fakat bizim burada sahip çıkma diye tarif ettiğimiz şey, başarabileceğin yapabileceğin şeyi senden daha güçlü birisinin desteği ile daha hızlı ve kolay yapabilmendir.

Hiç bir şey hazır sunulmuyor

Hayatta bu toplumu ileriye götürecek hiçbirşey hazır paket sunulmuyor. Bize hazır sunulanlar sadece tüketici olmamız için olanlar.. Bizi şaha kaldıracak olanlar haphazır çantada keklik olarak gelmiyor. Mücadele etmek çalışmak gerekiyor. Yatırım yapmak emek vermek gerekiyor.

Neden osmanlı türkçesine yabancıyız

Doğduğumuz andan itibaren içinde bulunduğumuz hayatta bize sunulan ve hazır bulduğumuz kelimeler var.

Biz bize sunulan bu kelimelere zaman ile alışıyoruz. Bize itibar edilen kabul görmüş kelime grubu sunulmakta. Bu ilkokul eğitim sürecinde aşılanmaktadır. Aşılanan kelimelerin çoğunu anlamasak bile artık temel olarak kabul etmeye başlıyoruz. İzlediğimiz filmler üstün gördüğümüz isimler, kitaplar, gazeteler vs. ısrarla aşılanan o kelimeleri kullanıyor.

Ben bir hiçim... Asla unutma!

Hyatımızda yaptığımız en büyük hata kendimizi birşey sanmamız.

Ben olmasam asla olmaz vs gibi ego ve kibre esir olmamız.

Hayır tam tersi sen olmasan da olur. belki cok da daha güzel olabilir.

Ben bir hiç. Ben yokum. bugün varım ve yarın ölüp yok olacağım. kimse adımı şanımı asla ama asla hatırlamayacak. Allah aşkına 15. yy da yaşamış kaç kişiyi tanıyorsunuz?

Ya bakın size bir soru, kaç tane amerikan başkanını sayabilirsiniz*

kaç tane ingiliz başbakanını biliyorsunuz?

Telefon rehberinizi osmanlıca yapınız

Telefon rehberinizdeki tüm isimleri osmanlıca yazınız..

Osmanlıca kullanma ve osmanlıcanızı geliştirmek için yapabileceğiniz müthiş bir taktik.

Tüm isimlerin osmanlıcasını yazınız. osmanlıca yazılışlarını internetten arayıp ulaşabilirsiniz.

www.nasilyazilir.net
www.osmanlicaimla.com

gibi adres size yardimci olacaktır.

Sürekli kullanım bir süre sonra alışkanlık hale getirecektir. Harflere ve kelimelere daha cok aşina olacaksınız.

Osmanlıca yazmak için, osmanlıca klavye indirebileceğiniz gibi, farsca ya da arapça klavyeyi aktif edebilirsiniz.

Yüzyıl önce herşeyimizle resetlendik..

Yüzyıl öncemizde herşeyimizle resetlendik.. Bugün yüzyıl önceki varlığımızdan hiçbirşeye sahip değiliz.

Tamamen değiştirildik. Dejenere uğratıldık. Planlı ve programlı olarak bambaşka bir toplum heline getirtilmeye çalışıldık.

Resetlenen ve değiştirilenlerimiz:

- Eğitim sistemimiz tamamen değiştirildi. Eski eğitim usulleri yok edildi. Tek düze eğitime geçildi..

- Eskiye dair verilere ulaşabilme yollarımız tıkandı. Kitpalar imha edildi. Yağmalandı. Çok azı geriye kalabildi.