Empoze.Net

Bize empoze edilmek istenen fikirler, anlatılanlar olaylar vs gibi konuların değinildiği sayfa.

Burada empoze edilen konulara dair yazılar yer almaktadır.

İnsana biçilmiş kaftanlar ve haleti ruhiye

Bugün nasıl ki giydiğimiz kıyafetten yediğimiz içtiğimize kadar herşeyi hazır alıyorsak ve markete gidip ne istersek ulaşabiliyorsak içindeki bulunduğumuz haleti ruhiyeler de bazı standartlara sahip ve sadece tüketiyoruz.

Marketteki her ürünün bir fabrikası, tarlası ya da atölyesi varsa içinde bulunduğumuz haleti ruhiyeler de biryerlerde kurgulanıp üretilip bize sunuluyor.

Mezhepsizlikte bir mezheptir

Mezhep kelimesi için kavram boşalması yaptırıp sonrada bu kelime üzerinden saldırı yapanlara..

Mezhepsizlik diye bir şey yoktur. Mezhep gidilen yoldur. Yapılan tercihlerdir. Mezhep bugünki tabirle, bir mevzu konu, bir alan üzerine ortak düşünce birikimidir. Mezhep düşünmek, belirsizliği netleştirmek. Rota çizmek bir harita belirlemektir. Bir pusuladır.

Maneviyat hırsızlarına karşı gönül kapınızı kilitleyin

Bugün biz sürekli olarak hırsızlıklara karşı tedbir alıyoruz. Kapımızı penceremizi sıkı sıkı kapatıyoruz. Güvenlik kameralar, alarmlar takıyoruz. Her gece yatarken ya bir hırsız girerse diye her türlü tedbiri alarak yatıyoruz. Küçük bir tıkırtıda yataktan fırlayıp etrafı kolacan ediyoruz.

Fakat aynı tedbiri aynı önlemleri iç dünyamız için almıyoruz. Bunun için gönül kapılarımızı pencerelerimize güvenlik önlemleri almıyoruz. Kontrolsüz ve rastgele bir hayat yaşıyoruz. Hiç bir tedbir almıyoruz.

Torunların belki bu yazıyı okuyamayacak

Düşünün, biz bugün dedelerimiz yazdığı okuyamıyor. ve anlayamıyoruz.

Bugün sahiplendiğimiz mevcut latin alfabesi kalıba göre türkçenin yazılışı ingiliz lehcesine göre hazırlanmıştır. Eğer fransızca lehcesine göre yazılmış olsa idi şu an yazdığımız şu yazıları başka biri yazsaydı okuyamazdık. Ya da almanca telafuzların ifade ettiği harflerin karşılıklarına göre türkçe teleffuzlar yazılacak olsa bugün ortaya başka bir türkce imla ve yazım kuralları ortaya çıkardı.

Osmanlıyı münafıklar batırdı

Osmanlı imparatorluğunun yıkılışı ile alakalı yüzlerce şey yazılıp çizilmiştir elbet..

Lakin gerçek odur ki, bu ülkeyi batıranlar yok edenler, bizden gözüküp dış güçlerle işbirliği yapanlardır.

Tarih boyunca zihniyet hep aynıdır. Ne zaman ki biz dosdogru hakkı ile olmamız gereken yerde olursak işte o zaman ayağa kalkarız. Fakat makam mevki istemem felsefesi ile çobancılık çiftçilikle geçinirsek senin devletini elin gevuru müslüman postuna bürünüp yönetmeye başlar..

Osmanlı latin harfine geçecekti saçmalığı

Neymiş efendim osmanlı döneminde latin harfine geçilme çalışmaları yapılmışmış.

Bu kadar rezalet olabilir mi? Bu ne aymazlık böyle. Resmen yalan haberler uyduruyorlar. Bu tamamen katıksız yalan ve uydurma haberdir.

Bu yol ile latin alfabesi empoze edilmektedir. Bu haberleri dikkate okursanız. İçine latin alfabesinin ne kadar türkçeye uygun olduğu aşılanmakta. Kişi haberi kabul etmesede türkçeye en uygun harf latin harfidir diye düşünce oluşmaktadır.

Telkin edilen yaşam biçimleri

Bize hayatlar telkin ediliyor. Tv medya, gazeteler, internet, sosyal medya, okullar ve çeşitli kurumlar üzerinden topluma aşılanmaya çalışılan yaşam biçimleri var. İslam kültürü ve ahlakından uzak bu hayatlar toplumda yeşertilmeye çalışılıyor.

Telkin araçlarına maruz kalan her kim olursa olsun bir müddet sonra bu hayatlara meyl etmeye başlıyor. Asla telkine kanmam demeyin. Beni asla bayıltamaz deyip narkozu yeyip kendinden geçmek gibi.. Bir müddet sonra hayatımız tamamen esir oluyor.

Hatadan korkmak ya da yazmak

Aslında ne kadar yazarsak yazalım, ne kadar yazmaya çalışırsak çalışalım hatadan uzak durmak imkansız..

Biz bir şekilde düşünüp düşüncemizi doğru şekilde ifade etmeye çalışırken bir bakıyorsun ki farklı bir anlam çıkmış. Bambaşka anlaşılıyor. Doğru yaptığımızı sanırken yanlışları üst üste yapmaya başlıyoruz.

Yazmalımıyız yoksa yazmaktan kaçmalımıyız? Ve ben neden yazıyorum?

Asrı saadet yaşanabilir mi? ne kadar mümkün?

Bu devirde asrı saadet yaşamak ne kadar mümkün? Yaşanabilir mi?

Aslında imkansız değil, fakat zorlu bir yolculuk. O kadar kolay değil.

Asrı saadeti yaşayabilmek için;

1. Helal rızık ile beslenmek lazım

2. Ehli sünnet ilimleri ile aydınlanmak lazım

3. Asrı saadeti yaşayan dostlar edinmek lazım

4. Asrı saadeti yaşamana engel herşeyden uzaklaşmak lazım

* **

Asrı saadete engel araçlar:

1. Asrı saadet bilincinden uzak çevre
2. Asrı saadetten habersiz eğitim kurumları
3. Asrı saadet dışı hayatı empoze eden tv, gazete, internet medya

Yazılarımıza etkileyen gizli güç

Bugün yazı yazarken birşeyler bu yazılara etkilemektedir. Gizli bir güç, görülmez bir el yazılarımıza şekil vermektedir.

Aslında biz farkına varmadan bir tarafın istediği gibi yazı yazmaya itilmekteyiz. Onların ekmeğine yağ sürmüş olmaktayız. Örneğin bu sitede yer alan bazı yazılar, o gizli ellerin faaliyerleri olmasa hiç bir zaman olmayacaktı. Onlar kuran müslümanlığı, yalnız kuran, mezhepsizlik vs dedikçe biz cevap niteliğinde buradaki yazıları yazmak zorunda kaldık.

Kelimelerle islamdan soğutuyorlar

Bilinçli ve planlı çalışmalar ile kelimeler üzerinden insanlar islamdan uzaklaştırılmıya çalışılıyor. Sadece kelime değil resim ve görsel öğelerle de bu desteklenmekte.

Kullanılan islami terim yanında negatif itici kötü kelimeler seçilerek yapılan bir taktik. xx derviş, xx hoca, xx hacı vs. vs. gibi

Ya da ramazani şaban, gaffur gibi islami açıdan güzel isimlerin kötü karakter olarak filmlerde yansıması vs.

Bu tarz tuzaklara karşı bilinçli olmak gerekiyor

Farkına varabilmek için bilmek gerekir

Birşeyi fark edebilmek ya da keşfedebilmek için bilmek gerekir. İnsan bilmediği şeyi fark edemez. Bilgi bilgi üstüne gelir. Olmayan bilginin üstüne birşey konamaz.

Hayata dair birşeyleri görebilmek anlayabilmek için bilgi sahibi olmak lazım. Araştırmak gerekir. Bir alanda hiç bir bilgin yoksa o alanda ilerleyebilmek imkansızdır

Hayatımızda yaşadığımız ufak tefek sorunların çözümünü bulabilmeniz sorunu fark etmek lazım. Fark edebilmek için o konuda bilgi sahibi olmak gerekir. Bilgi tecrübe birikimidir. Tecrübele yumağıdır.

Örnekler verecek olursak;

Uydur babam uydur!

Özellikle sosyal medyanın populer olması ile yeni bir uydurma furyası başladı.. Kendi ideolojine uygun bir sözü bul ya da uydur altına da herkesce kabul görmüş bir ismi etiket olarak yapıştır ve paylaş..

Sosyal medyanın yeni virüsü ne yazık ki bu.. Sorgulamadan araştırmadan kabul eden bir kitle. Eee kim demiş hz. osman, mevlana, gazali vs. vs.

Fakat hiç bir şekilde islama bağdaşmayan sözler. dinle imanla alakalı olmayan sözler fakat islam alimleri söylemiş gibi uyduruluyor. Ve sosyal medya tiryakileri kanıp paylaşıyor.

Çok büyük hata ve tuzak... Dikkat etmek gerekiyor.

Taklitciyiz, yaşadığımız hayat bize ait değil

Allah aşkına uyan ve kendine gel. Etrafına şöyle bir bak. Sana ait sandığın hayatın yüzde kaçı sana ait? Biz katıksız bir taklitçiyiz. İçinde bulunduğumuz toplum nasıl yaşıyorsa harfiyen aynen öyle bir hayatı benimsiyor ve öyle yaşıyoruz.

Taklitçinin daniskasıyız. Hiç bir şey bize ait değil. Ev araba sahibi olma hayalleri vs. vs.

biz taklitçiyiz taklitçi... Akıl ettiğimizi zan ettiğimiz bir çok şey taklitten ibaret...

Bir gül ile bahar gelmez

Dünya ekonomik sistemi vardır. uluslararası güç dengeleri vardır. paranın akışı vardır. insan kaynaklarının kullanım sahası vardır.

Bir gül ile bahar gelmez demiş atalarımız. Bir ülkenin bilinçlenmesi özüne dönmeye çalışması ile süper güç olunmaz. Birden dünyada söz sahibi olunulmaz. Fakat bunun için bir adım atılmış olunur.

Başkalarının 200-300 yılda kurdukları bir düzene, 10 yılda kimse ulaşamaz geçemez.. bu imkansız. Bir bebek dünyaya geldiğinde ondan koşmasını bekleyemezsin. Sistem öyle bir kaç yılda alt üst olmaz.

Yıllar gerekir. Süreklilik gerekir istikrar gerekir.