Empoze.Net

Bize empoze edilmek istenen fikirler, anlatılanlar olaylar vs gibi konuların değinildiği sayfa.

Burada empoze edilen konulara dair yazılar yer almaktadır.

Birileri kendilerince gündem peydahlama derdinde.. birşeyleri tartışmaya açıyorlar. kendilerine görev bellemişler sürekli islam ehli sünnet aleyhinde konuşuyorlar..

peki ne yapmalıyız? islamı karalayanlara karşı tutumumuz ne olmalı? ateislere nasıl cevap vermeliyiz? toplumu nasıl bilgilendirmeliyiz?

insanların zihinlerini meşgul eden yüzlerce soru üretmiş durumdalar. Gezi parkı eylemcilerin duvar yazıları gibi espirili ama sisteme karşı yazıları gibi.. Sanki soru görünümünde ama gerçekte islamı karalamak üzere geliştirilmiş kelimecikler..

Elinde patlamış mısırlarlaa senin için ayrılmış koltuğa doğru ilerlerken neyi izleyeceğini hayal bile edemezsin.. Dönen fragmanlar ve heyacanla bekleyiş..

Sabırsızlıkla filmin başlamasını bekler ve dört gözle izlersin..

Perdeye yansıyan neyse sadece onu görürsün.. Heryer karanlıktır. Herşey karanlık sadece perde aydınlıktır..

Yazılan seneryo, oyuncuların performansı ve sana verilmek istenen mesajdan öteye geçemezsin..

Filmde uzaylılar dünyaya istila etmişken sen kendi vatanına çökmüş yüzyıllık karabulutları unutursun.. Görmezsin.. hatta bilmezsin bile..

Sen şu an bildiğini zan ettiğin tüm bilgileri tekrar sınamalısın.. Tekrar gözden geçirmeli tekrar sorgulamalısın.

Sen aslında sadece sana öğretilen, sana ulaştırılan bilgileri biliyorsun. Sen sana ulaştırılmayan bilgiden yoksun ve habersizsin.

Subminal mesaj olarak tarif edilen insanların bilinçaltına girme operasyonlarına nasıl karşı koyabiliriz? Kendimizi subminal mesajlardan nasıl koruruz? Subminal mesajlara karşı savunma teknikleri

Bu konuda bir çok yol ve yöntem icat olunmuş yazılmıştır elbet. Bir zehir varsa panzehir de elbet vardır.

Bizim daha önce burada dile getirdiğimiz bir gerçek var. Subminalda neyin nesi adam sessiz sedasız değil davul zurna ile geliyor. Elbet gizli mesajlar da var ama daha önemlisi zaten adam acık acık ben buradayım diyor. Kral çıplak biz görülmeyen kıyafete odaklanıyoruz...

Bir ucundan tutup bilgi üretmek kadar mevcut bilgiler üzerine kafa yormak gerekiyor.

Bir köşeye çekilip bir alanda kendini yetiştirmek inzivaya çekilmek gibidir. Bu işi yapacak insanlara ihtiyac oldugu kadar devasa bilgi yumağı içinde kaybolacak insanlara da ihtiyaç var..

Binlerce kitap milyonlarca yazıı.. İşte asıl mesele işte bu devasa bilgi yumağını hükmedebilmekte.. Geleceğin iktidarı sadece para ve silah gücünde değil.. Aynı zaman da bilgi gücünde de yatmakta..

Bir gün içinde hiç kendine zaman ayırdığın oluyor mu?

Kendi iç dünyanla bütünleştiğin.. Kendi iç dünyana da saygı duyduğun anlar oluyor mu?

Aslında namaz kişinin kendisine zaman ayırmasıdır. Kendi bünyesine kendi vücuduna ve kendi iç dünyasına saygı duymasıdır. Namaz insanın kendisine değer vermesidir..

Sen gerçekten kendine saygı duyuyor ve kendine değer veriyor musun?

bunu başarabiliyor musun?

Namaz kılmadığın bir günde yatağına uzandığındaki o yorgunluğu hissediyor musun?

Bilincinin ve bilinçaltının resetlenmesidir namaz..

Sosyal medya takipçiliği inanılmaz bir bilgi kirliliğini beraberinde getiriyor. Aslında sadece sanal ortam değil tv gazete dizi medya ve özellikle sözde haberler...

İnanılmaz bir bilgi kirliliği var. Belirli bir süreç sadece bu ortamlarda bulunan insanlar yönünü kaybetmeye başlayacaktır. Rotasını şaşıracak ne tarafa gideceğini kestiremeyecektir.

Önemli ve önemsiz şeyler birbirine karışacaktır. hayatın anlamı kaybolacaktır. dalından kopmuş yaprak gibi ordan oraya savrulma süreci başlayacaktır.

Hayat modelleri, hayatımız ve yaşadıklarımız

Yüzlerce masabaşı hazırlanmış hayat modelleri var. Yaşam biçimleri var. bu modeller belirli mecralarca belirlendiği gibi toplum içinde de şekillenebiliyor. Ya da toplum içinde şekillenen yaşam biçimleri belirli mecralarca yönlendirilebiliyor.

Toplumun geneli bu yaşam şekillerine göre yollarını çiziyorlar. Bilinçli yada bilinçsiz bu modeller onların alışkanlığı haline geliyor.

İslama göre yaşamak, batıya göre yaşamak vs. vs.

dizi kültürleri vs.

Hepimiz vatanperveriz. Hepimiz bu vatan için canımızı vermeye hazırız ve nazırız. Fakat buna rağmen birbirimizi anlamakta zorlanıyoruz.

Sıkıntımız eksik bilgilerden meydana geliyor. Bilmediklerimiz ve bildiğimizi sandıklarımız bizi yanlış yönlendiriyr. Düşmanlarımızla değil de kendimizle uğraşmaya başlıyoruz.

Örneğin bu ülkede kesinlikle ama kesinlikle herhangi bir islami bilgi verilmiyor. Biz temelden islami ilimlerle yetişemiyoruz. En bilgiliyim diyenin bile temelinde din adına hiç bir şey yok. Tamamen seküler şekilde eğitiliyoruz. Katıksız bir eksik bilgiye sahibiz.

Bir insanı meşhur etmek herkesce bilinir hale getirmek o kadar kolay değil. Hele ki islami alanda o kişinin meşhurluğu için bir dizi süreçlerden geçmesi lazım.

Türkiyede sapık görüşlü bir zevat nasıl meşhur ediliyor biliyor musunuz? Ya da onun sapık görüşleri milyonlara nasıl ulaştırılır hiç düşündünüz mü?

Strateji şöyle uygulanır:

1. Sapık görüşlü kişi ehli sünnet için kritik bir konuda tam zıttı bir iddiada bulunur. Onun buna inanıp inanmaması önemli değil. Önemli olan ses getirmesi.

Bir ülkenin milli geliri vs gibi çeşitli hesaplamaları oldugu gibi aslında kişi başına düşen verimlilik algoritmaları da geliştirilmesi gerekmektedir.

Ülkeler arası rekabette yıllık gelir gider tablolarından cok daha ziyade önemli olan işte bu verimlilik oranlarınlarının kalitesidir.

Bir ülkenin nüfusu kadar o nüfustan elde ettiği verimlilikte önemlidir.

Bu verimlilik algısını bir dönüm tarlada yetiştirilen ürün oranına da bakılabilir. Bir ülke çölde tarlalar yapıp bir dönümde elde ettiği ürünü bizim yüzlerce dönüm arazide cok daha büyük maliyete elde ettiğimizi düşünün..

Zincir teorisini belki duymuşsunuzdur. Bir şeyi sürekli ve düzenli olarak yapma alışkanlığı kazanma metodu. Buradaki yazımızda tersine bir yöntem önereceğiz. Zinciri kırmak.

Zinciri kırmak kötü bir alışkanlığa karşı uygulanan bir yöntemdir. Sizin sürekli ve düzenli olarak yaptığınız ama yapmamanız gereken bir alışkanlık. Örneğin her gün sabah namazı vakti uyuyor olmanız bir alışkanlıktır. Normal şartlarda bir müslüman olarak sabah namazı vakti ayakta olmanız ve namazını kılmış olmanız gerekir.

Güzel ülkem ehli sünnetin islamın kalesiydi. Yüzyıllardır tüm dünyaya doğruyu hakka yaymayı birinci vazife bilmişti. Allah yolunda mücadele için canlarımızı verdik.

Gel gelelim aradan yüzyıllar çıktı. Bahçe bakımsız kaldı. Ve her yerde yabani otlar türemeye başladı. Toprağın verimini enerjisini almak için çırpınır oldular.

Bugün islamın en temel esaslarına karşı çıkan kitle tesadüfen peydahlanmadı. Bunlar planlı programlı bir projenin eseridir. Bu iş tıpkı petrol hikayesine benziyor.

Ne yazıkki ülkemizde ehli sünnet vel cemaati dosdoğru şekilde öğretebilecek kadro çok ama çok yetersiz. Evet namaz kıldıracak imamlarımız var çok şükür. ezanları okuyan müezzinlerimiz de var. Fakat ehli sünneti tüm incelikleri ile anlatacak ve bunun bilincinde olan kadro yok.

Biz sadece varlığını biliyoruz ama ne oldugunu tam kavrayabilmiş değiliz. Hayatımızda yaşantımızda ne yazık ki yok. Var amaa yaşayamıyoruz. Çünkü yaşayabileceğimiz kadarı ile bile öğretilmedik. Bize kimse öğretmedi.

İçinde bulunduğumuz eğitim biçimi, toplum ve çevremiz islama karşı çok büyük önyargı içersinde. Doğumuzdan itibaren tamamen önyargılarla dolduruluyoruz.

İslama dair herşey şüphe ile bakıyoruz. Bakmaya zorlanıyoruz. Tüm suçları tüm günahları islama yüklemiş durumdayız. Herhangi islami bir bilgi bize öcü gibi gözükmekte.

Bize islamı anlatanların bile çoğunluğu bu önyargı mikrobundan nasibini almış durumda. Ve işin daha acısı bu önyargının tam zıttı durumundaki hayranlık sonsuz kabul etme duygusunu da batı kültürüne karşı beslemekteyiz.