Empoze.Net

Bize empoze edilmek istenen fikirler, anlatılanlar olaylar vs gibi konuların değinildiği sayfa.

Burada empoze edilen konulara dair yazılar yer almaktadır.

Mezhep, bir yaşam biçimidir. Başlangıçta tek bir mezhep vardır. O da Allah Rasülünün ihtisas ettiği kurdu ve yetiştirip büyüttüğü mezheptir. Bugünkü adı ile ehli sünnet velcemaattir. Daha sonrası islamdaki bütünlüğü parçalamak isteyenler harcilik ve şiilik fitnesini ekerek yeni mezhepler türetmiştir.

* * *

Niyet üzüm yemek değil de bağcı döğmek olunca en çok dayan yiyen konulardan birisi de mezhep konularıdır.

Mehdinin gelişi ile alakalı en stratejik nokta gizli olmasıdır. Mehdi geldiğinde ben mehdiyim diye ilan etmeyecek. Bazı işaretlerde bulunacak fakat asla mehdilik iddiası ile ortaya çıkmayacaktır.

Peki mehdi neden gizli gelecek? Mehdinin gizli gelme nedenleri neler olabilir? Mehdi neden ben mehdiyim diye kendini açıklamayacak? Mehdinin kendisini gizleme nedeni nedir?

Mehdinin gizliliği bize bir çok ipucları vermektedir. Tabi herşeyin doğrusunu Allah bilir..

1. Geldiği dönemde açıktan ben mehdiyim demesi hizmetlerine zarar verme ihtimalinden dolayı kimliğini gizliyor olabilir..

Bu da ne öyle.. Dua ile harama bakmak nasıl yanyana gelir öyle değil mi?

Ya rab imam gazali hazretlerinin yüzü suyu hürmetine bu konuyu okuyan ziyaretçiye hidayet ver. ilim ver..

Anlatımlar farklı olsada imam gazali gidip benim adıma Allah'a yalvarmıyor! Dua eden yalvarıyorsunuz.. Fakat bu duada göremediğimiz püf nokta, acziyetinizi fark etme ve imam gazali gibi bir zaata farkına varmadan verdiğiniz değer..

İnsanların akıllarını kurcalamak için sorulan bazı taktik sorular var. İnanmayan kişiler cok sinsice bu soruları sorup akılları karıştırmakta ve insanların inançlarına zarar vermeye çalışmaktalar.

Bu sorulardan biri de mezhepsizliği teşvik amaclı hz. Muhammedin mezhebi nedir diye sorulanlar..

Ateistleri ise Allah'ın dini nedir diye biraz daha ileri götürürler tabi..

Yıllardır bu ülkede ilköğretimden itibaren ingilizce dersi veriliyor.. Bu ülkedeki islamiyet bilgisini bir de bu açıdan baksak nasıl olur sizce.. Önce basit bir örnekle olayı tarif edelim:

Nasıl ki türkçe ve edebiyat derslerinde bizlere türkçenin tüm gramer yapısı anlatılıyor ve iyi bir türkçe eğitimi verilmeye çalışılıyorsa.. ya da ingilizce derslerinde hem ingilizcenin grameri anlatılıp hem kelimeleri ezberletilip cümleler kurmaya çalışıyorsak ve konuşmak için çabalayıp mücadele ediyorsak.. İslam dininin de teşbihte hata olmazsa bir grameri bir yaşama şekli vardır.

Yeni dil öğrenmek isteyenlerin en çok kafasının karıştığı ve hangi dili öğrensem diye kararsız kalıyor olabilirsiniz..

Öğrenebileceğiniz bir çok dil seçenekleri var.

Ne öğrenmek istiyorsunuz? Hangi dili öğrenebilirsiniz?

Bütün yabancı diller bir kenara önce kendi anadilinizi çok iyi öğrenmeye bakınız. Türkiyedesiniz ve türkçe konuşuyorsunuz. önce türkçenizi mükemmelleştirerek başlayabilirsiniz.

Bir insan bir dili neden öğrenmek ister?

1. o dil ile alakalı ticari beklentileri vardır. iş ve para kazanmak istiyor olabilir o yüzden öğrenmek ister.

Yüz yıl öncesinde ortaya atılan ve ikinci dünya savaşında azalan iş gücü için kullanılan bir test.. MBTI myers-briggs kişilik göstergesi de deniyor..

İnsanları 16 farklı grupta topluyor.. 4 ana dalda inceliyor..

Enerji, bilgi girişi, karar süreci ve işleyiş..

her bir dalı kendi aralarında ikişer yelpazede sınıflandırmışlar..

Nasıl ki bu doğanın alemin matematik ve fizik kuralları varsa insan doğasını anlayabilmek için bazı matematiksel ve fiziksel yaklaşımlar olacaktır.

İşte bu kişilik tipleri de böyle bir yaklaşımın ürünü olarak görünmekte.

Hayatımız bağlatınlar ve çağrışımlar etrafında dönüyor..
baktığımız duvar.. Okudugumuz kitaplar. konuştugumuz insanlar. yürüyüş yaptığımız doğa hepsi bize birşeyler söyler. birşeyleri hatırlar. bir çağrışım yapar.

bilinçaltımızda gördüğümüz herşeye bir anlam yükleriz. Renklere tasarımlara şekillere.. ortamlara hatta şehirlere bile..

Birşeyler bizi tetikler. Baktığımız gördüğümüzde bir yöne doğru harekete geçirir yönlendirir.

Bilinçaltımıza o gördüğümüz şey yada hissettiğimiz duygu ile.. ya da duydugumuz bir ses ile tetikleme oluşur. Ve harekete geçeriz.

Sanırım son zamanlarda çok sık şekilde karşılaşmışsınızdır..

Başörtüsü nedir? türban nedir? bunların arasındaki farklar nelerdir?

En çok empoze edilmek istenen bir şey de din ilerlemeye engeldir sözüdür. Israrla din düşmanları ateistlerce temcit pilavı gibi önümüze sürülmeye çalışılmaktadır.

Osmanlı neden geri kaldı, avrupa ilerlerken biz neden geriledik vs. vs. gibi kafa karıştırıcı sorularla beyinler yıkanmakta ve bu yollada insanların dine karşı olan bağlılığını zayıflatmaya çalışmaktalar.

Ve tüm suçu din ve din adamları üzerine atarak insanları dinden uzaklaştırmaya çalışmaktalar.

Bir şehir düşününüz, bir lider o şehri kuruyor. büyütüyor. Daha sonra lideri ölüyor.. Aradan zaman geçiyor ve o şehre saldırılar oluyor. Şehrin önderleri liderlerinin çizgisinde şehre surlar örüyor.. Sonra tekrar ikinci, sonra üçüncü ve en son da dördüncü bir sur örüyor..

Sonra o şehri elegeçirmek isteyenler diyorlar ki sizin lideriniz zamanında bu surlar varmıydı? yıkın bunları..

Edip yüksel ve avanesinin ortak noktası EHLİ SÜNNET ne dedi ise TERSİNİ iddia etmek.

Genel klasik karşı çıktıkları noktalar vardır. Bütün avanesi aynı cümleleri kullanarak insanları kandırmaya çalışırlar.

Hiç biri Hz. Muhammed s.a.v demez. Hepsi hz. Muhammed'i sadece adı ile zikredip kendilerinden üstün bir özelliğinin olabileceğini kabul etmezler.. Fabrikadan çıkma kereste gibidir hepsi.

Farklı birşeyleri yoktur. Aslında söyledikleri harfiyyen edip yüksel hadisleri ve sözlerdir.

"Biz düşünüp akıl ediyoruz"

"Kuran okuyup oradan anlıyoruz"

"Hadisciler.."

En çok empoze edilen konulardan birisi padişahların özel hayatı, harem, cariyeler ve cinsel yaşamları hakkındaki efsaneler..

Özellikle son çevrilen muhteşem yüzyıl dizisi ile bu empoze ayyuka çıkmış durumda. Kanuni sultan süleyman gibi büyük bir insan sanki yatak odasından hiç çıkmıyormuş gibi empoze ediliyor.

İnsanlara cafcaflı kıyafetler, lüks yaşamlar ve entrikalar arkasından bu zehir yavaş yavaş veriliyor. Bilinç altlarına empoze ediliyor.

Beyinler padişah dendiğinde cariyeleri ile yatıp kalkan erkekleri gözlerinde canlandırıyorlar.

Hadisler üzerine tartışmaların yapıldığı ortamlara katıldığınızda öyle insanlarla karşılarsınz ki şaşkınlığınızı gizleyemezsiniz.

Bu kadar mı ezbere, bu kadar mı ideolojik konuşur insan dersiniz. Hiç bir bilgisi olmaksızın sadece bir kaç yerden duyduğu ezbere cümlelerle bozuk kaset gibi aynı şeyleri sarar durular.

Efendim hadisler güvensizmiş! Nereden bileceklermiş onları peygamberin söylediğini.. Ya başkası uydurdu ise?

Bunu sakız gibi çevir çevir önümüze korlar. Ah güzel kardeşim sen aç eline tarih oku önce.. Oku oku bakalım..

Ve soruyoruz onlara:

Hadisleri ne zaman savunsak, bazı haddini bilmezler hemen balıklama atlamaya başlıyorlar..

siz kuranı kerimin eksik olduğunu mu söylüyorsunuz?

siz kuran yetersiz mi diyorsunuz?

Bakın güzel kardeşim.. Kuranı kerim yetersiz ya da eksik değil amma sen eksiksin, sen yetersizsin.. Sen kendini kuran mı sanıyorsun ki topu oraya atıyorsun?

Yetersiz olan, eksik olan biz insanlarız.. Yetersiz ve eksik olduğumuz için kuran'ı kerimi en iyi şekilde anlayabilecek kapasitede değiliz. Asla da olamayız..