İran tarih boyunca anadolu üzerinde oyun oynamayı bırakmadı. Şah ismail yavuz sultan selim kapışmasından bu yana sürekli karşılıklı savaş devam etti.

Osmanlının yıkılması ile anadoluda sunni hakimiyet yetim kaldı. Fakat irandaki şii hakimeyet devam etti. 1979 da irandaki devrim ile şii güç tam iktidara oturdu. İslam dünyasındaki sunniliği tamamen yok isteyen batı desteği ile tahta oturan şii hareketi bugün anadoludaki propagandalarını yapmaya devam etmekteler.

Birinci kol direk şiilik-caferilik üzerinden propagandasını yapmakta.

İkinci kol ise şiilerin etkisinde kalanlar üzerinden yapılmakta.

Özellikle sahip oldukları zengin petrol yataklarının gelirleri ile inanılmaz derece kendi yanlılarına destek sağlanmakta.

Türkiyede propagandalarını yapabilecek sunni kökenli yandaşlarını sürekli beslemekteler.

Yandaşları köşeye sıkıştıgında kendilerini sunni-hanefi olarak tarif etmekte. fakat şiddedli şekilde de sunni ve osmanlı düşmanlıklarını yapmaktalar.

Herkese mavi boncuk dağıtırken arkalarından çok şiddetli kuyularını kazmaktalar.

Mustafa islamoğlu da ben Şİİ'yim diye asla İTİRAF etmememiştir. Fakat bir şiinin arkasında da rahatlıkla namaz kılınabileceğini söylemektedir. Hanefilerin itikadlarına şiddetle saldırırken ASLA şii inanclarına dil uzatmamakta. Onlarla paralel bir propaganda içindedir.

Türkiyedeki hanefi inancının belini kırıcı saldırı ve taarruzlarını şiddetle devam ettirmektedir.

Hanefi alimlerine ise "ATALARINIZ" diyerek dil uzatıp onları küçümsemekte ve aşağılamaktadır.

Düşmanımın düşmanı dostumdur stretejisi ile hanefilerin eleştirdikleri, karşı çıktıkları bütün isimleri sahiplenmekte. Ve onları arka çakmaktadır.

Bu notkatada mustafa islamoğlu şii midir diye sorarsanız? Evet bir dönem iranda kalmıştır. Fakat onlardan ne kadar etkilenmiştir bilemeyiz. Sözleri ve uygulamaları ise onlarla bir paralellik içindedir diyebiliriz.